yedigin ictigin hic bir seyin tadini alamamak
her gun olmek olmek dirilmek
ayni mezardan cikip ayni mezara girmek
yok olmaya calismak bir turlu var da olamamak.
arafta kalmak
aglama krizine girmek
bazen cilgincasina gulmek
sonra gene gozyaslari
kirilmak
incinmek
ozguvenin yok olmasi
tandiklara sahte gulusler
sahte insanlar
gercekligin kalmamasi
ve gene yok olamamak.
iyi olan hic bir seyi hak etmedigini dusunmek.
sonra zaten iyi bir sey gelmiyor ki basima diye dusunmek
hayattan yavas yavas iplerini koparmak
sadece nefes almak
az konusmak
az yemek
az icmek
ama cok sigara dumanina bogulmak.
geceleri gelen yalnizlik hissi
sabahlari uyanildiginda fark edilen issizlik hissine denk.
zamani onemsememek
gunleri saymamak
saatleri yok etmek.
sonra yeniden yeni olmayan bir gune uyanmak
issizlik asksizlik yalnizlik
yuk olma hissi
bir isin ucundan tutamiyorum hissi
gelir hic mi gitmez.
bilemedim.
ne zamana kadar boyle devam edecek
ne zamana kadar yikilacagim
bende bir sey kalmadi artik.
tahmin edilebilir diyaloglar
kaybolan şeyler hakkında.
İzleyiciler
26 Nisan 2017 Çarşamba
24 Nisan 2017 Pazartesi
stairway to heaven
"Your head is humming and it won’t go
In case you don’t know.
The piper’s calling you to join him
Dear lady, can you hear the wind blow,
And did you know,
Your stairway lies on the whispering wind"
In case you don’t know.
The piper’s calling you to join him
Dear lady, can you hear the wind blow,
And did you know,
Your stairway lies on the whispering wind"
21 Nisan 2017 Cuma
hatirladiklarim
cogu zaman yazmak istemediklerim
kaybettigim en degerli sey
ask samimiyet sahiplenme duygusu
hic sevemedim senden sonra
hic sahiplenmedim kimseyi
bazen sahiplendiler ama kactim cunku hep
senin ustunde bir insan olmaliydi benim icin.
olmadi iste.
ben en cok seni sevmisim ama sonradan anladim.
ahmet kaya diyor ya
hep sonradan gelir aklim basima hep sonradan sonradan...
tek istedigim bu ulkeden uzaklasmak.
kendimi baska bir dunyanin icine atarsam seni dusunmeyi birakirim belki diyorum.
belki ozaman kurtulurum hayaletinden.
kaybettigim en degerli sey
ask samimiyet sahiplenme duygusu
hic sevemedim senden sonra
hic sahiplenmedim kimseyi
bazen sahiplendiler ama kactim cunku hep
senin ustunde bir insan olmaliydi benim icin.
olmadi iste.
ben en cok seni sevmisim ama sonradan anladim.
ahmet kaya diyor ya
hep sonradan gelir aklim basima hep sonradan sonradan...
tek istedigim bu ulkeden uzaklasmak.
kendimi baska bir dunyanin icine atarsam seni dusunmeyi birakirim belki diyorum.
belki ozaman kurtulurum hayaletinden.
19 Nisan 2017 Çarşamba
didem madak- iris'in olumu
İRİS'İN ÖLÜMÜ
bugün kalbimi eski bir plak gibi
öyle çok tersine çevirdim ki
bazı şarkılar vardır
cızırtılı bir yağmur gününü anlatır
uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı
deniz bazen kendini kaldırımlara fırlatır
o zaman bir yavru yengece bakan
insanların şarkısı olurdu o şarkının adı
keşke ismim iris olsaydı
keşke ismim herkese
sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı
bazı şarkılar vardır
ellerim kocamanlaşır, tuhaflaşır
işte o ellerimle herkese
çamurlu şiirler uzatsaydım
hepsi çok kirli olsaydı tanrım
bazı şarkılar vardır
kırmızı akşamsefalarını anlatır
karanlığın kalbinde yalnız, açmanın acısını
komşu kadınların basma elbiseli konuşmalarını
geceyi onlar bahçeye taşırdı
ben ne zaman öleceğim tanrım
sabah olunca mı
keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım
irileşen, gitgide irileşen ağaç gibi
ismi nedensizce iris oluveren bir ağaç gibi
şu odanın ortasında dursam
saat kuleleri dökülürdü dallarımdan tanrım
artık sarı yaprakların ölü olduğuna inanmıyorum
bazı şarkılar vardır
kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır
kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu
o şarkının adı
ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısı
keşke ismim iris olsaydı
keşke ismimin bir anlamı olmasaydı
herkes çıkarsın kalbini
o çirkin mücevher sandığından
ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım.
bugün kalbimi eski bir plak gibi
öyle çok tersine çevirdim ki
bazı şarkılar vardır
cızırtılı bir yağmur gününü anlatır
uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı
deniz bazen kendini kaldırımlara fırlatır
o zaman bir yavru yengece bakan
insanların şarkısı olurdu o şarkının adı
keşke ismim iris olsaydı
keşke ismim herkese
sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı
bazı şarkılar vardır
ellerim kocamanlaşır, tuhaflaşır
işte o ellerimle herkese
çamurlu şiirler uzatsaydım
hepsi çok kirli olsaydı tanrım
bazı şarkılar vardır
kırmızı akşamsefalarını anlatır
karanlığın kalbinde yalnız, açmanın acısını
komşu kadınların basma elbiseli konuşmalarını
geceyi onlar bahçeye taşırdı
ben ne zaman öleceğim tanrım
sabah olunca mı
keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım
irileşen, gitgide irileşen ağaç gibi
ismi nedensizce iris oluveren bir ağaç gibi
şu odanın ortasında dursam
saat kuleleri dökülürdü dallarımdan tanrım
artık sarı yaprakların ölü olduğuna inanmıyorum
bazı şarkılar vardır
kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır
kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu
o şarkının adı
ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısı
keşke ismim iris olsaydı
keşke ismimin bir anlamı olmasaydı
herkes çıkarsın kalbini
o çirkin mücevher sandığından
ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)